Deprem sonrası şirketlerde yeni dönem: Ofise dönüş mü, uzaktan çalışma mı?

İstanbul’da Deprem Sonrası Çalışma Hayatı Nasıl Etkilendi?

23 Nisan’da Marmara Denizi Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem İstanbul’un gündeminde yer almaya devam ediyor. Beklenen büyük depreme yönelik açıklamalar kafaları karıştırırken, İstanbulluların bir kısmı 3 gündür park ve bahçelerde konaklıyor. Deprem sonrası tedbir amacıyla okullar tatil edilirken, deprem gününün de resmî tatil olmasıyla şehirden çıkanlar olduğu görüldü. Bazı şirketler haftanın kalanında uzaktan çalışma kararı aldı. Peki, bu durum nasıl devam edecek?

Marketing Türkiye haberine göre, İstanbul, metropol olarak hem nüfus yoğunluğu hem de Türkiye’nin ekonomik yoğunluğunu barındırıyor. 18 milyon kişinin yaşadığı şehirde çalışanların psikolojisi, motivasyonu düşebiliyor. Özellikle bu tür dönemlerde şirketlerin çalışanlara yönelik fiziksel ve psikolojik düzenlemeleri sorumluluk ve liderlik göstergesi de oluyor.

Pandemiyle başlayan süreçte değişen çalışma şekilleri, pandemi sonrası yeniden ofise dönüş, hibrit modeller, zorunlu ofis günleri ya da tamamen serbest çalışma düzenleri gibi çeşitli yaklaşımlara dönüştü. Yeniden kendini hatırlatan depremle stratejilerin de yeniden gözden geçirilmesi gerektiği görülüyor.

Bir süredir çalışanlarını ofise dönüş için ikna etmeye çalışan şirketler bulunurken, bir yanda da tamamıyla uzaktan çalışma şeklini benimseyenler oluyor. Deprem döneminde çalışma şekillerine yönelik PERYÖN Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Taşcı Firuzbay ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Betül Çorbacıoğlu değerlendirmede bulundu.

KRİZ YÖNETİMİNDE 3 UNSUR ÖNE ÇIKIYOR

PERYÖN Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Taşcı Firuzbay, “Deprem gibi doğal afetler, kurumların hem iş sürekliliği hem de çalışan sağlığı ve güvenliği açısından iki yönlü sorumluluk almasını gerektiriyor” derken, “Bu tür durumlarda, şirketlerin belirli takip sistemleri üzerinden ya da doğrudan iletişimle çalışanlarının durumlarını takip ettiğini görüyoruz” dedi.

Firuzbay, afetlerle ilgili kriz yönetiminde kurumlarda üç unsurun öne çıktığını bunların da farkındalık, tedbir ve eğitim olduğunu belirtiyor. Kriz anlarında ne yapacağını bilen ve daha önce bu konuda yönlendirilmiş ekiplerin hem bireysel hem kurumsal anlamda daha güçlü bir refleks gösterebildiğini de söyleyerek, şunları ekliyor:

“Ofisten çalışma düzeni ise her kurumun kendi kültürü, faaliyet gösterdiği sektör ve iş yapış biçimine göre şekilleniyor. Son yaşanan deprem özelinde ofise dönüş politikalarında çok ani ve radikal bir değişiklik beklemiyoruz. Ancak hibrit modellerin bu gibi dönemlerde kurumlara avantaj sağladığı açık. Hem çalışanların ihtiyaç duyduğu güven ve esnekliği sağlıyor hem de operasyonel devamlılık açısından daha çevik çözümler sunuyor. Kurumlar bu dönemi bir kez daha, çalışanlarının güvenliğini ve duygusal dayanıklılığını da destekleyecek politikaları gözden geçirmek için bir fırsat olarak değerlendirebilir.”

KRİZ ANINDA KURUMLAR NASIL DAVRANMALI?

PERYÖN Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Betül Çorbacıoğlu, “Son yaşanan deprem gibi afetlerin hemen sonrasında, ilk birkaç gün afetin psikolojik etkileri oldukça yoğun olarak yaşanabiliyor” derken, değerlendirmesini şu şekilde sürdürüyor:

“Bu süreçte, çalışanların psikolojisini gözeterek, onlara ihtiyaç duydukları esnekliği sağlamak çok kıymetli. Aileleriyle birlikte olabilmek adına uzaktan çalışma gibi opsiyonlar sunmak, bu dönemde çalışanlar üzerinde gözlemlenen endişeyi hafifletmeye yardımcı olabiliyor.

Orta ve uzun vadede ise, ihtiyaç duyan çalışanlara psikolojik destek mekanizmaları sunmak büyük önem taşıyor. Esas olan, her koşulda çalışanın ve ailesinin esenliğini önceleyen, empatiyle şekillenen bir kurum kültürü inşa etmek. Kurumlar bu tür krizlerde yalnızca iş sürekliliğini değil, çalışanların ruh sağlığını ve güven duygusunu da yönetmek durumunda. Bu da ancak insana odaklı İK politikaları ile mümkün olabiliyor.”

Related Posts

Fed finansal istikrara yönelik en büyük riski açıkladı!

ABD Merkez Bankası finansal istikrara yönelik en büyük riski açıkladı. Finansal İstikrar Raporu’nda politika belirsizliklerine ve ABD’nin borcuna da dikkat çekildi.

Ziraat Bankası’nda yönetim kurulu üyeleri açıklandı

Ziraat Bankası’ndan yapılan KAP açıklamasında bankanın yönetim kurulu üyelerinin belli olduğu açıklandı.

Metropoll Anketi: Ekonomiye en büyük etki İmamoğlu’nun tutuklanması mı, protestolar mı?

Ülke ekonomisini İmamoğlu’nun tutuklanması mı yoksa CHP’nin başlattığı protesto ve boykotlar mı daha çok olumsuz etkiledi? Metropoll Araştırma Nisan ayı sonuçlarını yayımladı.

Fed uyardı: Ticaret savaşları ve borç krizi ABD finansal sistemini tehdit ediyor

ABD Merkez Bankası’nın Nisan raporunda, ticaret politikalarındaki belirsizlik, artan tarifeler ve ABD’nin borç sürdürülebilirliği finansal istikrar için en büyük riskler arasında gösterildi. Rapora göre, olası bir ticaret savaşı ve politika dalgalanmaları piyasalarda ciddi sonuçlar doğurabilir.

KOBİ’lerin yapay zekâ karnesi nasıl?

İŞKUR Genel Müdür Yardımcısı Oğuz Özdemir, Meclis Yapay Zekâ Araştırma Komisyonu’nda küçük işletmelere yönelik dijital dönüşüm ve yapay zekâ araştırmasından çıkan sonuçları aktardı.

Depremin ardından DASK gerçeği: 10 evden 4’ünün sigortası yok!

İstanbul’da dün meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından zorunlu deprem sigortalılık oranları gündeme geldi. Marmara Bölgesi’nde en yüksek deprem sigortalılık oranı yüzde 83 ile Yalova’da olurken, İstanbul’un deprem sigortalılık oranının yüzde 62 olduğu görüldü.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir